21 Kasım 2011 Pazartesi

Evy Baby (Demet Akalın - Bebek)




Bebek bezi reklamları genelde çocuklar tarafından seslendirilen şarkılarla hazırlanır. Her ne kadar bebeklere reklam müziklerini söyletemeseler de, sesini bebek sesine benzetebilen yaşça küçük seslendirmecilerle işlerini kotarırlar. Bazen oldukça yapmacık duran bu duruma bir örnek de Evy Baby'nin reklam filmi oldu.

Film, yüzükoyun uzanmış bir halde "minibook" unu kurcalayan bir minikle başlıyor. Evde canı sıkılan bu bebek, üstüne başına çeki düzen verip bezini yeniledikten sonra (bezini kendi yenileyen bebek mi?!?!) Demet Akalın'ın şarkısındaki semte gidiyor: Evet, bu semtin adı Bebek. Ne kadar ilginç, değil mi!

Kıyafeti, şapkası, gözlüğü, takıları ve çantasıyla minyatür bir Demet Akalın olan bebecik, bezini sallaya sallaya gezerken, kafedeki entelektüel bebelerin ilgisini çekiyor (bir Blendax klişesi). Sonraki sahnelerde, alışveriş yapan, spor yapan, ugg botlarını ve çizmelerini giyerek el ele gezen (ama pantolonsuz, bezi ortada) kız bebişler görüyoruz. Hele asi veledimiz Bebek tabelasının yanında bir James Dean kesilmiyor mu! Hey yavrum hey!

Filmin sonunda ürünün özellikleri Demet Akalın tarafından dış ses olarak anlatılırken, reklamın sinir bozucu müziği "Laaaa laa la lara lara laa" diye devam ediyor.

Evy Baby, "Büyümüş de küçülmüş" imajını daha da sevimsizleştirerek reklamın kötüsü ünvanına hak kazanıyor

Reklamın kötüsü puanı: 4/10

20 Kasım 2011 Pazar

Molped (Survivor)



Hijyenik ped reklamlarından hazetmem. Ancak Vietnam Kreatif Ajans tarafından yaratılan bu reklam filmini hoş buldum. Filmin ilk karelerinde paraşütü açılmadığı için çığlık atarak düşen bir genç kadını görüyoruz. Düştükten hemen sonra doğrulduğunda, başrol oyuncusunun Survivor yarışmasının birincisi Merve Oflaz olduğunu görüyoruz.

Genç kadın sağına soluna baktıktan sonra, hemen çantasını açıyor ve Molped'i görüp rahatlıyor. Klasik çalışan genç kadın imajı ve kıyafetiyle, yağmur ve palmiye yaprakları gibi adanın çeşitli azizliklerine maruz kalıyor. Üstüne üstlük bir de kaplan peydah oluyor ağaçların arasından. Ancak genç kadın çantasını İstiklal Caddesi'nde nasıl taşıyorsa, öyle taşıyor ıssız adada. Sıkı sıkı yani.

Çabaları her ne kadar hemen sonuç vermese de, kızımız yılmıyor ve yıkılan dandik evinin daha güzelini yapıyor. Çantasında bulundurduğu hijyenijk pedleri kullandıkça, güveni yerine geliyor ve balık tutmak, ateş yakmak gibi beceri ve cesaret isteyen işleri kolaylıkla başarıyor. Kendine hayret etmeden de edemiyor.

Reklam filminin Jingle House tarafından yapılan etnik müziği, markanın ismini ritmik bir şekilde tekrarlarken, artık adanın sakini olmuş kazazede, papağanla arkadaş olmuş, evinin içine hamak kurmuş ve hindistan cevizi suyu yudumlayarak keyif yapmaya başlamış görüyoruz. Birkaç saniye önceki kaplan, kendine güvenen bir kadın tarafından kedi muamelesi görüyor ve boynunu öne eğiyor. (Burada erkeklere gönderme var, çaktınız tabii.)

Ancak gün geldiğinde, meşhur çantadaki paketin boş olduğunu farkediyor kazazede (burada da kadınların dikkatsizliğine gönderme var, çakmayanlara duyrulur.) ve reklamın ilk saniyelerindekine benzer bir şekilde çığlığı basıyor. Yere hindistan cevizi ve taşlarla SOS yazması gerekirken, markanın sloganı olan "Molped'iniz var mı?" yazarak, aslında ıssız bir adada bile bu markayla hayat sürdürülebilir mesajı veriliyor.

Açıkçası ben kadının Survivor yarışmacısı olduğunu bilmiyordum, biraz araştırma yapınca öğrendim. Ancak bu halde bile, mimikleri ve ifadeleri güzel kullanarak başarılı bir çalışma ortaya çıkarmış. Reklam ekibinin eline sağlık.

Reklam ajansı: Vietnam
Yapım şirketi: Plato
Müzik: Jingle House
Yönetmen: Umur Turagay

Reklamın Kötüsü Notu: 7/10

1 Kasım 2011 Salı

Toyota Yaris (Yaris'e Var Mısın)




Uzuuun bir zamandır, reklam eleştirisi yazmıyordum. Hatta blogumun varlığını bile unutmuşum diyebilirim. Bir süredir ilgimi çeken, pozitif ya da negatif tepki verdiğim reklamları aklımda tutmaya çalışırken, canımın yazmak istediği şu Toyota Yaris reklamı oldu.

Reklam, "At, Avrat, Silah" mottosunun güncel versiyonu olan "kadın=araba" mantalitesiyle yola çıkmış. Kırmızı araba, kırmızı kıyafetli kadın. Hatta kadının yüz ifaesi bile, arabanın ön panel tasarımına benziyor. Şimdi reklamı sahne sahne inceleyelim:

İlk planda, göz makyajı yapan bir kadın ve arabanın farlarını görüyoruz. Ardından kadın aynaya bakarak çıplak sırtına göz atarken, arabanın arka kamerasından bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Araba tünelde ilerlerken, kadın saç kurutma makinesinin rüzgarıyla saçlarını kurutuyor. Araba yolda şerit değiştirirken, kadın bacak bacak üstüne attığı sahneyle karşılaşıyoruz. Burada kadının üzerindeki kıyafetin ve ayakkabıların, arabanın rengiyle özdeş olduğu dikkatimizi çekiyor.

Sonraki sahnede kadın ruj sürdüğü dudaklarında işaret parmağını gezdirirken (bunu niye yaptığı konusunda bir fikri olan arkadaşlar varsa bekliyorum!) arabanın dokunmatik LCD ekranında sürücünün (gene dokunarak) şarkı seçtiğini görüyoruz. Kadının parfümü sıktığı yer, dudaklarını da vurgulamak adına boynu değil, suratının ortası olarak belirlenmiş. Gözüne mözüne kaçar maazallah, ne gerek var kırmızı rengi vurgulamak için bu kadar uğraşa? Akabinde, arabamız da aynı şekilde kadının yaptığı gibi suları sıçratıyor, (birinin suratına sıçratmıyordur umarım) fışş sesiyle birlikte.

Kadın elbisesinin fermuarını kapatırken, ceket ve gömlek giydiğini gördüğümüz sürücü, tek bir dokunuşla arabanın çatı penceresini açıyor. Burada, adamın kadını soymak istediği gibi bir mesaj veriliyor istemeden de olsa. Köşeyi aynı anda dönüyor araba ve yengemiz, podyumda müziğin ritmiyle şalını (evet şalını) sallaya sallaya yürürken yüzünde muzip (ve arabanın ön paneline benzeyen) bir ifadeyle araba karşısına çıkıyor. Karşılıklı birkaç bakış attıktan sonra, kapının açık kapısından içeri giriyor ve sloganı melodiyle duyuyoruz: "Yaris'e var mısın?"

İlk izlediğimde reklamın seksist yaklaşımlarını çok rahatsız edici buldum. Ancak sonraki izlemelerimde, özellikle kadının yüz ifadesinin arabaya ne kadar benzediğini görmek hoşuma gitmedi değil. Akılda kalıcı minimal müziğiyle de, kafalarda yer etmeyi başardı Toyota Yaris. Eğer vermek istedikleri mesaj: "Bu arabaya binen, kızı götürür" se, benden tam puan aldı.

Yok değilse, Reklamın Kötüsü Puanımız: 7/10